Merhaba Değerli Velilerimiz..
Yeni Eğitim-Öğretim dönemimiz hayırlı olsun. Mustafa Pars Anaokulu Rehberlik Servisi olarak ilk yazımızda “Okula Uyum” konusunu kaleme almak istedik. Bilindiği gibi çocuğun ilk çevre ortamını aile oluşturur. Aile ortamı çocuğun ilişkisel olarak deneyim yaşadığı ilk ortamdır.Çocuk ona bakım veren kişinin yanında dış dünyayı gözlemler; onu güven objesi olarak kullanarak yanında kimse olmaksızın çevresi ile ilişki kurmaya çalışır. Okullaşma sürecinin başlaması ile birlikte çocuğun en güvenli alan olarak tanımladığı aile ortamından uzaklaşıp yabancı kişi ya da kişilerle, farklı bir ortamda bulunmanın onlar için ne kadar zorlayıcı bir süreç olduğunu söylememiz mümkündür. Çocuğun ona bakım veren kişiden ayrılamaması, okul ortamında kendini güvende hissetmemesi ve buna bağlı olarak gösterdiği davranışsal tepkiler, ona göre yabancı olan arkadaşları ve öğretmeni ile ilişki kurmayı reddetmesi; tüm bunların beraberinde görülen karın ağrısı, mide bulantısı gibi bedensel şikâyetlerin olması süreç içerisinde sık karşılaşılan durumlar arasındadır. Kaygının bulaşıcı olması sebebi ile yaşanan bu anksiyetenin hem çocuk hem ona bakım veren kişi/kişiler açısından da ayrı ayrı değerlendirilmesi, kaygının altında yatan nedenlerin neler olduğunu belirlemek ve buna göre üzerinde çalışabilmek açısından son derece önemlidir.
Anksiyete insan doğasında bulunan, korku gibi doğal bir durumdur. Çocuk anne babasından ayrılırken korku/kaygı hisseder. Bu durum çocuğun okullaşma sürecinde karşımıza ilk çocukluk döneminde bahsedilen bağlanma ve ebeveyn tutumlarının da etkisi ile ayrılma anksiyetesi olarak çıkar. Çocuk ona bakım veren kişiden ayrılırken yoğun anksiyete hisseder ve doğal olarak kaçınma davranışları sergiler. Okula uyum haftası, çocuğun onun için yeni ve yabancı olan okul ortamına alışabilmesi, kurallara uyma ve sosyal ilişkiler kurma konularında oldukça önemlidir. Çocuğun bu yeni duruma alışabilmesi ve adapte olabilmesinde geçmiş yaşantıları da etkili olabilecektir. Çocukta ağlama, kendini yere atma, bağırma, kurallara uymama, grup etkinliklerine katılmama gibi davranışsal tepkiler gelişebilir. Bu tepkilerin süreçte doğal olması kabul edilip, altında yatan nedenlerin araştırılarak gerekli çalışmaların yapılması; uyum sürecini kolaylaştıracaktır.
Diğer yandan anne babaların çocukla olan ilişkilerinde benimsemiş oldukları yaklaşımların etkisi uyum sürecinde karşımıza çıkmaktadır. Ebeveynlerin aşırı koruyucu ve denetleyici tutum göstermesi, çocuğun aileye ve ailenin de çocuğa aşırı bağımlı hale geldiği durumlarda çocuğun okula uyumu zorlaşabilmektedir. Dolayısıyla yanında aile bireyleri olmadan çocuğun hiç tanımadığı yabancı ortamda tek başına bulunabilmesi, yabancı olan kişiler ile ilişki kurabilmesi, okullaşma sürecine alışabilmesinde bu faktörler oldukça etkilidir denebilir. Etkili olmayan anne baba tutumları çocuğu tutarsız kişilik geliştirme, düşük özgüven, temel yaşam becerilerinde sınırlılık, etkili olmayan iletişim tarzları, duygu düzenleme ve yeni durumlara adaptasyon süreçlerinde karşımıza çıkabilecek olumsuz faktörlerdendir denebilir. Çocuk kendini aile içerisinde güvende hissetmez ise, o okuldayken anne babasının onu terk edeceğini, yalnız kalacağını düşünürse; evde başka kardeş olması durumunda oluşabilecek olası kıskançlık durumu varsa; burada okula uyum sürecinin bu faktörlerden etkileneceğini söylememiz mümkündür.
Peki ebeveyn olarak bu süreci etkili ve verimli yürütebilmek adına neler yapabilirsiniz? Kısaca bazı önemli hususlara göz atalım..
Rehberlik Servisi olarak bu süreçte hem çocuklarımızın hem de siz değerli velilerimizin her türlü soru ve sorununuzda her daim yanınızda olduğumuzu, bu yolculukta size eşlik ettiğimizi bilmenizi isteriz. Birlikte eğlendiğimiz, hoş ve mutlu anılar biriktirdiğimiz sağlıklı bir yıl geçirmeyi diliyoruz. Sevgiyle kalın..